ZİNNÛREYN HAZRET-İ OSMÂN (Radıyallahü Anh)

Lakabı “Zinnûreyn”dir Osmân ibni Affân’ın.
Bu, “İki nûr sâhibi” olmasıdır bu zâtın.

Niçin böyle dendiği husûsunda, âlimler,
Birbirlerinden ayrı, fikir beyân ettiler.

Bâzısı buyurdu ki: (Ona, Resûl-i ekrem,
İki kızını verip, dâmât yapmış idi hem.

Hazret-i "Ümm-i Gülsüm" ve Hazret-i "Rukayye",
Bunlardır o iki nûr Osmân-ı zinnûreyn’e.

Veyâhut iki defâ, hicret eylediğinden,
“Zinnûreyn” denilmiştir kendisine bu yüzden.)

İslâm âlimlerinin, bir kısmı da bu bâbta,
Daha başka şekilde, bulundular îzâhta.

Dediler: Bu iki nûr, iki muhârebedir,
Bunlardan biri “Bedir”, biri “Hudeybiye”dir.

Resûl, ona Bedir’de, buyurdu ki: (Bilesin!
Yâ Osmân, ben sendenim, yine sen de bendensin.)

Hudeybiye’de dahî, eshâbiyle tek be tek,
“Bîat” etti onlarla, müsâfeha ederek.

Lâkin "Hazret-i Osmân", Mekke’deydi o anda.
O gün bulunamadı, bu bîat-ı rıdvânda.

Ve bîat esnâsında, Resûl-i ekrem yine,
Koydu kendi elini, onun eli yerine.

Sol elini kaldırıp: (Bu, Osmân’ın elidir!)
Deyip, öbür eliyle müsâfeha etmiştir.

Elleri birbirine dokununca âniden,
“Güneş” ve “Ay” misâli, iki nûr çıktı birden.

Buyurdu ki: (Bu nûrlar, Osmân’ın nûrlarıdır.
O, benim ebediyyen cennette yanımdadır.)

Bir kısım âlimler de, aldılar şunu esâs:
(O, gündüz oruç tutup, kılıyor gece namâz.

Tuttuğu "oruçlar" ve kıldığı "namâzlar"ın,
Nûrudur bu iki nûr Osmân ibni Affân’ın.)

Bir kısmı buyurdu ki: (Nûrlardan biri “Îmân”,
Öbürü “Mushaf”tır ki, okurdu onu her an.)

Ayrıca dertlilere, ihtiyâr kadınlara,
Yardım ediyordu hep, körlere, âmâlara.

Medîne’de birinin, duysa aç olduğunu,
Kendi yemek yemezdi, doyurmadıkça onu.

Duysa idi "birinin giyeceği yok" diye.
Onu giydirmedikçe, giymezdi kendi yine.

Her gece, iki rekat namâz edâ ederdi.
Kırâat olarak da, Kur’ânı hatmederdi.

O Server buyurdu ki: Rabbime arz eyledim.
(Osmân, hesap vermekten, hayâ ediyor) dedim.

Buyurdu ki: (Osmân’dan, hesâbı kaldırdım ben.
Herkese hesap sorsam, ona sormam katiyyen.)
Abdüllatif Uyan
Facebook Comments

0 yorum